Bilinçaltı Nedir ?
Bilinçaltı, psikolojide ve nörobilimde kullanılan bir terimdir ve zihnimizin bilinçli farkındalığımızın dışında kalan bir bölümünü ifade eder. Bilinçaltı, farkında olmadığımız düşünceler, duygular, inançlar, anılar, arzular ve motivasyonlar gibi içerikleri içerir.
Bilinçaltı, bilinçli zihin tarafından doğrudan erişilemeyen ve kontrol edilemeyen bir alandır. Örneğin, günlük aktivitelerimizi yöneten otomatik süreçler, alışkanlıklar ve davranış kalıpları bilinçaltı tarafından kontrol edilir. Aynı şekilde, geçmiş deneyimlerimizden kaynaklanan duygusal tepkilerimiz ve inançlarımız da bilinçaltında yer alabilir.
Bilinçaltının çalışma biçimi, bazı psikodinamik teorilere dayanır. Sigmund Freud, bilinçaltının insan davranışları ve duygusal deneyimleri üzerinde önemli bir etkiye sahip olduğunu savunmuştur. Ona göre, bilinçaltı içerisinde yer alan gizli dürtüler, bilinçli zihnimiz tarafından bastırılmıştır ve bu bastırılmış içerikler bazen bilinçli farkındalığımızı etkileyen belirli semptomlara yol açabilir.
Bilinçaltının bir diğer önemli özelliği, sembolik düşünceyi kullanmasıdır. Bilinçaltı mesajları, semboller, imajlar ve rüyalar yoluyla ifade edebilir. Örneğin, bilinçaltımızın derinliklerinde yer alan bir korku veya arzu, rüyalarımızda sembolik bir şekilde ortaya çıkabilir.
Bilinçaltı, bireyin kişilik yapısını da etkiler. Carl Jung, bilinçaltını kişilik yapısının önemli bir bileşeni olarak görmüştür. Jung’a göre, bilinçaltı kolektif bir yapıya sahiptir ve evrensel semboller ve arketipler içerir. Bilinçaltındaki bu evrensel içerikler, rüyalar, mitler ve dinler gibi kültürel ifadelerde kendini gösterebilir.
Sonuç olarak, bilinçaltı, zihnimizin farkında olmadığımız bir bölümünü ifade eder ve içerisinde düşünceler, duygular, inançlar ve motivasyonlar gibi çeşitli içerikleri barındırır. Bilinçaltının çalışma biçimi, otomatik süreçler, alışkanlıklar ve sembolik düşünce üzerinde yoğunlaşır. Bilinçaltının anlaşılması ve keşfedilmesi, kişisel büyüme, psikoterapi ve zihinsel sağlık açısından önemli bir rol oynayabilir.
Bilinçaltı
Bilinçaltı, psikoloji ve nörobilim alanında önemli bir kavramdır. Zihnimizin altında yer alan bir bölüm olarak tanımlanır ve bilinçli farkındalığımızın dışında kalan düşünceler, duygular, inançlar, anılar ve davranış kalıplarını içerir. Bilinçaltı, bizim farkında olmadığımız birçok süreci yönetir ve yaşantılarımızı etkileyen önemli bir role sahiptir.
Bilinçaltı düşüncelerin, duyguların ve inançların ana deposu olarak düşünülebilir. Bilinçaltında yer alan bu içerikler, kişisel deneyimlerimizden, çocukluk deneyimlerinden, sosyal etkileşimlerden ve toplumsal öğretilerden kaynaklanabilir. Örneğin, bilinçaltımızda yer alan inançlar, değerler, korkular, arzular ve geçmiş deneyimlerimiz, davranışlarımızı, düşünce kalıplarımızı ve duygusal tepkilerimizi etkileyebilir.
Bilinçaltı, öğrenilmiş davranış kalıplarını da içerir. Günlük yaşamda pek çok şeyi otomatik olarak yaparız, bu da bilinçaltının etkisi altında olduğumuzu gösterir. Örneğin, bisiklete binmek, araba kullanmak veya yazı yazmak gibi beceriler, başlangıçta bilinçli olarak öğrenilir, ancak zamanla bilinçaltımıza yerleşir ve otomatik hale gelir. Bu, bilinçaltının alışkanlıklarımızı, rutinlerimizi ve davranışlarımızı yönlendiren güçlü bir mekanizma olduğunu gösterir.
Bilinçaltı ayrıca duygusal ve fiziksel sağlığımızı da etkileyebilir. Çünkü bilinçaltı, duygusal deneyimlerimizi ve fiziksel tepkilerimizi etkileyen bilgi ve inançları depolar. Örneğin, travmatik bir deneyim yaşayan bir kişi, bilinçaltında saklanan bu deneyimin etkilerini fark etmese bile, travma sonrası stres bozukluğu veya anksiyete gibi sorunlar yaşayabilir. Bilinçaltındaki negatif inançlar veya duygusal blokajlar da depresyon, özgüven eksikliği ve ilişki sorunları gibi zorluklara neden olabilir.
Bilinç Altı kımılerine göre 0-5 yas ,0-7 yas yada 0-12 yasları arasında aıleden yasadıgımız cevre ve toplum dan egıtım aldıgımız okullardan ogrendıgımız duygu düsünce Davranış ve inanc sıstemlerıyle kopyaladıgımız kayıt ettıgımız bılgılerın ana kaynagıdır, bazı arastırmacılara gorede bu dünyaya gelmeden önce bütün bu duygu düsünce potansıyellerınde oldugumuz icin o ailede çevrede ülkede dogar , büyür ve yasamaya baslarız.
Varlıgımızı yasamamızı devam ettirmek icin beynımizin %5 lik bilincli kısmı yeterlidir. Uyumak kalkmak yemek yemek ıse gitmek gibi hareketleri bilincli halimizle yaparız geri kalan %95 lik yönümüz bilinc altı tarafından farkında olmadan otomatık olarak yürütülür.
Bu durumun bizlere faydalı olan yonleride oldugu gıbı faydalı olmayan yonlerıde vardır bunlara ornek verıcek olursak bedenimizdeki, bütün organların calısma sistemi bilinc altındaki ogrenilmis sistemle calisirlar gece uyurken gündüz uyanıkken yürürken otomatik olarak bizleri hareket ettirir. Yasamamızı saglar diger yonüyle ise hayatımızda cıddı degisiklikler yapmak icin yeni kararlar aldıgımızda yeni hedefler olusturdugumuzda hedefe ulasmak icin yada aldıgımız kararları yerine getirmek icin bizlere engel olabilmektedir bunuda yine daha onceki yasamıs oldugumuz deneyimler ogrenilmis kayıt edılmis bilgiler doğrultusunda yapar aslinda yine bizi korumak içgüdüsüyle yapar bunu onun amaci var olmamızı devam ettirmektir.
Bilinç Altının calısma sistemini anlamaya ve dilini ogrenmeye basladıgımızda %5’lik bilincle calısan beynımızın bılınclı olan alanını yükseltmek mümkündür.
Bilinçaltının Çalışma Sistemi Ve Dili
- Bilinçaltı kısa ve öz olan kelimelerden oluşan cümleleri anlar ve algılar.
- Bilinçaltı şimdiki zaman ve geniş zaman ekiyle kullanılan kelimeleri algılar.
- Bilinçaltı kelimelerdeki kök heceleri algılar (yapma, gitme… buradaki kök heceler yap, git’tir); bu nedenle birisine bir şeyi “yapma” dediğimizde, o kişi farkında olmadan o eylemi yapmaya devam eder.
- Bilinçaltı, “Hayır” kelimesini bilmez. Ne söylersek, ne düşünürsek, evet der. Örneğin, ben zenginim diye düşündüğümde veya ifade ettiğimde, “Evet, sen zenginsin” der; ben hasta olduğumu söylediğimde veya düşündüğümde, “Evet, sen hastasın” der.
- Nasıl düşünür veya ifade edersek, ona evet der ve doğru olduğunu bize göstermek için yaşamımızı o şekilde şekillendirir.
- Gerçekle hayali ayırt edemez; neyi hayal edersek, onu talebimiz olarak kabul eder ve yerine getirir.
- Bilinçaltında dualite sistemi yoktur (iyi-kötü, çirkin-güzel…).
- Bilinçaltı duygularla çalışır; istediğimiz bir şeyi ona kattığımız duyguların oranında gerçekleşme olasılığı çoğalır.
- Bilinçaltı, neye inanırsak onu var eder. Bu sebeple bir şeyin gerçekleşmesi, var olabilmesi o şeye olan inancımızla orantılıdır.
- Bilinçaltı isimleri kişileri gruplandırır (Ahmet isminde bir kişiyle olumsuz bir deneyim yaşadığında, onun için bütün Ahmetler aynıdır; kadınlar ve erkekler için neyi kodladıysa, bütün kadınlar ve erkekler onun için öyledir).
- Bilincaltının şaka kavramı yoktur, şaka yolu ile söylediğimiz kelimeleri de bizim talebimiz olarak kabul eder.
- Bilinçaltının zaman, mekan kavramı yoktur.
- Bilinçaltında “sen,” “ben,” ve “o” gibi kavramlar yoktur. Sadece kişinin kendisi vardır ve kimin için ne söylersek söyleyelim, o kelimeyi kendisi için söylediğini düşünür.
Bilinçaltını kendim Allattin’in sihirli lambasına benzetiyorum; neyi diler ve talep edersek, onu bize sunan bir lamba.
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.